22 Ocak 2024 Pazartesi

Develer ilk olarak ne zaman evcilleştirildi?

 Develer ilk  olarak  ne  zaman  evcilleştirildi?

 

Şimdi  bu  soruda  nereden  çıktı? Demeyin lütfen. M. Tevrat’ta anlatılanlardan  anlaşıldığı kadarıyla,  hz. İbrahim ve hz Yusuf zamanlarında  develer, kullanılmakta  olan  evcil  hayvanlardır. Bu  sebeple bu konu, yurt dışında,  İncil tarihçiliği  açısından incelenmiş  bir  konudur. Kur’an, doğrudan  aynı bilgileri  vermediği için devenin  ne  zaman  evcilleştirilmiş  olduğu konusu, esasında  Müslümanlar  açısından  kritik  bir  konu değildir. Yine de bilinmesinde fayda  olduğunu  düşünüyorum ve  toplamış  olduğum  bazı  verileri  paylaşmak  istiyorum.

Sümer  Metinlerinde  Develer

 

İlk olarak  baktığım  kaynak Oxford Üniversitesi  merkezli olarak  hazırlanmış  olan  ETCSL (Sümer Edebiyatının Elektronik  Metinler Külliyatı) oldu. Bu web  sitesinde basit  arama  bölümüne  “Camel” yazarak  arattım.  Sümer  metinlerinin İngilizce  çevirileri  içinde yapılan aramadan  iki  sonuç  çıktı.

The Electronic Text Corpus of Sumerian Literature (ox.ac.uk)

 

 

13 Haziran 2023 Salı

Antik Mısırlıların Gözünden Suların İkiye Bölünmesi

Bazı firavunların  mezar  duvarlarında  öyle  tasvirler  mevcut ki adeta  denizin  sularının  bölünmesi  mucizesini çizmişler gibi  duruyor. Tabi  çok tanrıcı bakış açısıyla...

III. Tuthmose'un ölüler kitabındaki "10. saat" denen  bölüm üç satırdan oluşuyor ve ikinci satırdan itibaren çok düşündürücü tasvirler görüyoruz.  

 Resmin hemen altında belirtildiği gibi boyalı yüzeyi korumak için cam paneller monte etmişler. 

Daha iyi  anlaşılması  için:



Tuthmose III 'ün ölüm tarihi MÖ 1425 olarak geçiyor (Wikipedia) Şu  halde Hz. Musa'nın  Firavununu arayan kimselerin   MÖ 1425 tarihinin öncesine  bakması yerinde  olacaktır.
Antik Mısırlılar bu kitabede bize demiş oluyorlar ki, suların ikiye bölünüp askerleri boğduğu bu durum ahirette gerçekleşiyormuş...
Bu  tasvirlere gereken değeri vermemiz  gerekir. Hiç değilse bu  mucizenin Mısır mitolojisine nasıl etki ettiğini bize gösteriyor...


Bu  sahnenin  aynısı  II. Amenhotep'in  mezarında da mevuttur. 

28 Ocak 2023 Cumartesi

Kilden Yapılma Mühürlerin Davud ve Süleyman Peygamberlerin Dönemiyle İlişkisi: Büller

 Gazze şehrinin yaklaşık 23 km kuzey doğusunda, Tel el-Hessi bölgesinin yaklaşık 4 km yakında Khirbet Summeily bölgesinde bulunan mühürler İncil arkeolojisi üzerinde çalışan akademisyenleri heyecanlandırmış ve tartışmalar yaşanmasına sebep olmuştu.




















Konu hakkında Chicago Üniversitesi yayınlarından bir makale buldum. https://www.journals.uchicago.edu/.../neareastarch.77.4.0299
Makalenin “Abstract/Öz” bölümünde şu yorumlar yapılmış:
“Bullae are unexpected finds in an archaeological excavation project, especially when the project is centered on a small site seemingly located in the hinterlands and when they are of a tenth century b.c.e. date. Here we present an initial description of six bullae found at Khirbet Summeily in 2012 and 2014 and provide an overview of how bullae were used. The very existence of our bullae suggest a greater political complexity and integration across the transitional Iron I/IIA landscape than has been acknowledged by many recent scholars who tend to dismiss trends toward political complexity occurring prior to the arrival of the Assyrians in the region in the later eighth century b.c.e.”
“Büller(Kilden mühürlemeler), bir arkeolojik kazı projesinde, özellikle proje hinterlandında yer alan küçük bir alana odaklanıldığında ve MÖ onuncu yüzyıldan bir tarihe ait olduklarında beklenmedik buluntulardır. Burada, 2012 ve 2014 yıllarında Khirbet Summeily'de bulunan altı bülün(mührün) ilk tanımını sunuyoruz ve büllerin nasıl kullanıldığına dair bir genel bakış sunuyoruz. Büllerimizn varlığı işaret ediyor ki, geçiş dönemi olan Demir I/IIA periyodu boyunca, bir çok yeni bilim adamının kabul ettiklerinden daha büyük bir siyasi komplekslik ve bütünleşme varmış. Onlar Asurluların 8. Yüzyılda bölgeye gelişinden önce oluşmuş bir siyasi kompleksliği göz ardı etme eğilimindedirler.”

30 Aralık 2022 Cuma

Nardugan İddiaları Hakkında Tarihçilerin Muazzez Hanıma Cevapları

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ hanım,  Noel  kutlamalarının kökeninde   Eski  Türk  kültürünün olduğunu  iddia  etmişti.  Eski  Türklerde  Nardugan isimli  bir  bayram olduğunu, en  uzun  gece yaşandıktan  sonra gündüzlerin  uzamaya başlaması  sebebiyle  eski  Türklerin  bunu Güneş'in  zaferi  olarak  düşündüklerini  ve kutladıklarını iddia  etmişti.   Hatta  çam  süsleme  adetinin de  Türklerden  alındığını, bunun  temelinde  "Hayat Ağacı"  düşüncesinin  olduğunu  iddia  etmişti. 


Tarihçiler  bu konuda  diyor ki:


Prof. Dr. Ahmet Taşağıl:

‘Safsatadan başka bir şey değil’



Milliyet  gazetesinin  haberinden:

“Muazzez hanım, Türklerde çam ağacının kutsal olduğunu söyleyip, bu tezi ortaya attı. Kadim Türklerde kayın ağacı kutsal kabul edilirdi. Ağaç süsleme Friglerden Batı’ya geçti. Türklerin tarihinde Ayaz Ata diye bir şahsiyet yok. Ülgen ise Altay Türklerinde ‘Tanrı’ olarak kabul ediliyor. 23 yıldır Çin, Moğol, Rus ve Türk Cumhuriyetleri’ndeki arşivleri birinci kaynaktan inceliyorum. Nardugan veya Nardoğan diye bir kelime metinlerde geçmiyor. Moğollar şubatın 21’inde büyük beyaz bayram adını verdikleri, mevsim dönüşümünü kutluyorlar. Bu kutlamalar ise Çin’de Budist geleneği olan Guonien Bayramı’ndan alıntı. Türkler, konar göçer bir millet. Asya bozkırlarında hava eksi 30 derece. Hava kapalı, yaşam şartları ağır. En kısa gün, en uzun gece gibi bir hesaplama modelleri yok. Ortaya atılan görüşler, her şeyi Türklüğe bağlamayı marifet sananların safsatalarından başka bir şey değil.”


‘Bağlamak gereksiz’

 

“Türklüğü yüceltmek için her şeyi Türklüğe bağlamaya gerek yok. Türkler zaten tarih sahnesinde her zaman etkin bir millet. İlk Türklerin çıkış noktası şu an Rusya topraklarında bulunan Abakan, Hakasya ve Minusinsk Krasnoyarsk. Bölgede en eski Türk kültürünü temsil eden kalıntılar ile Afanasiyevo kültürüne ait yaşam izleri mevcut. Kadim Türkler, gök tanrı, Budizm ve tabiat inancı olmak üzere 3 farklı inanışa sahipti”

26 Kasım 2022 Cumartesi

Hz. Süleyman Zamanında Sebe Krallığı Mevcut muydu? (Evet)







 
Sebe Krallığı Ne Zaman Kuruldu? ve Yemen Altınlarının Şöhreti 

Gerard Gertoux tarafından yazılmış olan “Kings David and Solomon Chronological, Historical and Archaeological Evidence” isimli kitabın 54. Ve 55. Sayfalarında verilen bilgiler Arabistan’ın güneyindeki ilk devlet oluşumunun çok eskiye uzandığını anlamak için önemlidir. Dahası Antik çağlarda Yemen’in altın ve zenginliğinin bir şöhreti olduğu anlaşılıyor ve bence İrem şehriyle de birlikte düşünülebilir. Peygamberler tarihi açısından önemli bir hususta Sebe krallığının hz. Süleyman zamanında var olup olmadığı sorusunun cevabıdır. Bay Gertoux’un kitabındaki ilgili bölümün özet çevirisini aşağıda kendi cümlelerimle sunuyorum. Orijinal metne erişmek isteyenler için aşağıya link ekleyeceğim. Gerard Gertoux 54. ve 55. Sayfalarda diyor ki,

4 Eylül 2022 Pazar

Firavunun Altından Bilezikleri ve İlgili Ayet

 


Konumuz  firavundan  bahseden bir  ayet  ile  arkeolojik  verilerin  uyumudur.

Önce  ayet  mealine  bakalım:

Zuhruf suresi mealinden:

Firavun kavmine seslenerek şöyle dedi: “Ey milletim! Mısır’ın mülkiyeti benim değil mi? Şu ırmaklar ayaklarımın altında akmıyor mu? Bunları görmüyor musunuz? Ayrıca ben bu değersiz, neredeyse söylediğini anlatmaktan âciz adamdan daha iyi değil miyim? (O bir peygamber ise) kendisine altın bilezikler indirilse yahut dizi dizi melekler onunla birlikte gelseler ya!” ﴾51-53﴿

Aşağıdaki resimde IV. Thutmose döneminde üst düzey bir hazine memuru olan Sobekhotep'in mezarından bir sahne gösteriliyor. Afrikalılar altın bilezikler ve kaba külçeler getiriyorlar.



Kaynak: https://www.islamic-awareness.org/quran/contrad/external/dirham?fbclid=IwAR1rBwdsDyll7vN-wUj1P_w24xkjdp45ygzysbKmwTinAbBc-LR6SEFm3m4   

Ayetten anladığım: Firavun mucizeler görmüş olan halkını doğru yoldan alıkoymak için ilahi yardımın Musa ile değil kendisiyle birlikte olduğunu söylemeye çalışıyor. 2 şey söylüyor ki bunlardan biriyle kendisinde olanı kastediyor diye düşünüyorum. Görünür halde dizi dizi melekler talep ediyor ki, bu iki tarafta da görünmüyor ama altından bilezikler konusunda düşünürsek, muhtemelen kendisi çokça altın bilezik sahibi olan bir kimsedir. Her ne kadar gökten indirilmiş bilezikler olmasalar da...

Antik Mısır' da ve Antik Mezopotamya' da değerli metaller halka haline getirilerek ticaret için para eş değeri olarak kullanılıyorlardı.

Aşağıdaki  duvar  resmi  3. Amunhotep  zamanında  görev  yaptıkları  düşünülen 2 memurun mezarında bulunmuştur:

 

7 Ağustos 2022 Pazar

Hz. Süleyman’ın Cinleri

Antik Mısır ve Babil kaynaklarında niçin Hz. Süleyman dönemine dair bilgiler bulunamıyor? Diye soruluyor. Birden fazla sebep var:

1. Hz. Süleyman döneminde Mısır ve Babil gibi krallıklarla savaşıldığına dair bir kayıt bulunmuyor. Savaşılması halinde Mısır’ın ve Babil’in kayıtlarına düşman ülkenin hükümdarı olarak geçmesi beklenirdi. Yahudi kayıtlarında hz. Süleyman’ ın servetinin yürüttüğü ticarete dayandırıldığını ve geniş ölçekli fetih hareketlerinin olmadığını dikkate alırsak başka ülkelerin kayıtlarına girmemesi daha makul hale gelir. 2. Hz. Süleyman KARANLIK ÇAĞLAR denen zamana denk gelmektedir. Yaklaşık olarak Mö 1200 ile MÖ 750 arasındaki dönem, Yunan Karanlık Çağları olarak adlandırılmaktadır. Bu zaman aralığından, Yunanlılara ait, neredeyse hiçbir yazılı belge günümüze ulaşmamıştır. Bu dönemin birinci derece tanıkları çömlekler üzerindeki resimlerdir. Bu dönemde kayıt tutulmadığını düşünmek yanlış olur ancak geniş çapta şehirler arasında süregelen savaşlar kayıtları ortadan kaldırmış olabilir. MÖ 750 den sonra ise Yunanlılar, rivayetler yoluyla geçmişlerindeki önemli olayları derleyip anlatmışlardır. Bu olayların arasında bir kütüphane kurulması da var ki günümüze ulaşmadığını söylemeye gerek yok... Hz. Süleyman ‘ın MÖ 1000 civarında hükmettiği düşünülürse kendi geçmişlerini dahi aktarmakta yetersiz kalmış Yunanlı tarihçilerin Hz. Süleyman ‘dan bahsetmesi beklenemez. Antik Mısır ve Babil kayıtlarında da açıklanması zor bir düşüş görülmektedir. Hz. Süleyman’ın dönemine yakın zamanlarda hükmetmiş Mısır ve Babil hükümdarları hakkında kendi ülkelerinin kayıtlarında çok az bilgi bulunabilmiştir. Kendi hükümdarlarını dahi doğru düzgün anlatmamışken yahut anlatan kayıtlar günümüze ulaşmamışken başka ülkelerin hem de savaşılmamış krallarını anlatmaları çokta beklendik bir şey değildir. Yunanlıların Karanlık cağı ile Mısır ve Babil kayıtlarının seyrelmesi üst üste geliyor. Dahası bu dönemde (muhtemelen Hz. Süleyman’dan kısa bir süre sonra ) gerçekleşmiş bir fenomen daha var. Akdenizden geldiği düşünülen bir insan akımı var. Bu göçmen kavimlerin istilaları ile büyük devletler harincinde kalan Akdeniz şehirleri ciddi bir tahribata uğruyorlar. Karanlık çağlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için bknz: https://www.academia.edu/4742131/A_Clear_Dating_of_Dark_Ages?email_work_card=view-paper

28 Nisan 2022 Perşembe

Mesha Yazıtı: Yahweh, İsrail Kralı ve Davud Hanedanlığı[BT *WD (Beth Dawid)] İfadelerinin Geçtiği Yazıt

 


Paris’te Louvre Müzesinde bulunan  Mesha  Yazıtı, İncil arkeolojisi  açısından değerli  görünmektedir.

Wikipedia ‘nın  “Mesha Stele” başlıklı  makalesinin giriş  bölümünde şunlar  ifade  edilmiştir:

“Moab Taşı olarak da bilinen Mesha Stel, Moab Kralı Mesha  adına dikilmiş bir  steldir. Önemli bir Kenan yazıtı içermekte ve  MÖ 840 civarına  tarihlenmiştir.( Moab krallığı,  günümüzün  Ürdün  topraklarında  kurulmuştu). Mesha, Moab tanrısı Chemosh'un halkına nasıl öfkelendiğini ve onların İsrail Krallığı'na boyun eğdirilmesine nasıl izin verdiğini anlatır, ancak sonunda Chemosh geri döner ve Mesha'ya İsrail'in boyunduruğundan kurtulması ve Moab topraklarını geri alması için yardım eder. Ayrıca Mesha, (yaptırmış olduğu) birçok inşaat projesini de anlatıyor.[1] Fenike alfabesinin bir çeşidiyle yazılmıştır ve Paleo-İbrani alfabesiyle yakından ilişkilidir.[2][3]”

Wikipedia’nın  makalesinde ki  bir  başka kritik  bölüm şöyle:

It is the most extensive inscription ever recovered that refers to the kingdom of Israel (the "House of Omri");[10] it bears the earliest certain extrabiblical reference to the Israelite god Yahweh.[5][10] It is also one of four known contemporary inscriptions containing the name of Israel, the others being the Merneptah Stele, the Tel Dan Stele, and one of the Kurkh Monoliths.[11][12][13] Its authenticity has been disputed over the years, and some biblical minimalists suggest the text was not historical, but a biblical allegory. The stele itself is regarded as genuine and historical by the vast majority of biblical archaeologists today.[14]

“Bu, İsrail krallığına ("Omri Evi") atıfta bulunan, şimdiye kadar bulunmuş en kapsamlı yazıttır;[10] İsrail tanrısı Yahveh'ye (yapılmış)  İncil dışı  en erken kesin referansı taşır.[5][10] Aynı zamanda İsrail'in adını içeren bilinen dört çağdaş yazıttan biridir, diğerleri Merneptah Steli, Tel Dan Steli ve Kurkh Monolitlerinden biridir.[11][12][13] Gerçekliği yıllar boyunca tartışıldı ve bazı İncil minimalistleri metnin tarihsel değil, İncil'deki bir alegori olduğunu öne sürüyorlar. Stelin kendisi, bugün İncil  arkeologlarının büyük çoğunluğu tarafından gerçek ve tarihi olarak kabul edilmektedir.[14]”

 BT *WD İfadesi  Davud  Hanedanlığı  mı?

Bu bölümün  anlaşılabilmesi için okuyucunun,  konu bağlamındaki   bazı temel bilgileri  bilmesinde  fayda görüyorum.  Kısaca  bahsedip  yazıttaki  ifadeyi  değerlendirmeye  geçeceğiz.

24 Nisan 2022 Pazar

“Davud Hanedanlığı”ndan Bahseden Yazıt : Tell Dan Yazıtı



Tel Dan yazıtı veya “Davut Hanedanlığı” yazıtı, 1993 yılında İsrailli arkeolog Avraham Biran tarafından yönetilen bir kazıda, Filistin’in kuzeyindeki Tel Dan bölgesinde keşfedildi. Bölge  Kudüs’e yaklaşık  160 km mesafededir. Keşfedilen  dikilitaş’ın üzerine  kazınmış olan metin “Davud Hanedanlığı”(House of David/ bytdwd) ifadesini  içermektedir.

Kırık ve parça parça olan  yazıt, bir Arami kralının iki güney komşusuna karşı kazandığı zaferi anıyor: "İsrail kralı" ve "Davut Evi'nin kralı". 

Düzgün Aramice karakterlerle yazılmış, özenle kazınmış metinde, Arami kralı, tanrı kabul  edilen  Hadad'ın ilahi rehberliği altında, her iki kral hasmını da öldürmesiyle övünüyor ve  zaferinin büyüklüğünü  tasvir  edebilmek  için hasımlarının  emrinde  iki  bin  savaş  arabası  ve iki bin  süvari  olduğunu  ifade  ediyor.  Wikipedia ‘nın  ilgili  makalesinde  şöyle  deniyor:

21 Nisan 2022 Perşembe

Kur'an da İsmi Geçen Talut’un Kral Oluşu Hakkında Muhtemel Bir Arkeolojik Bulgu: Tell Qeiyafa Ostrakonu

 



Kudüs’ün batısında yer alan ve Kudüs’ün merkezine yaklaşık 25 km uzaklıkta olan Khirbet Qeiyafa isimli arkeolojik bölgede yapılan kazılar Eski Ahit'te ismi Shaaraim olarak geçen kentin bulunmasını sağlamış gibi görünüyor. Kentin kendisinde bulunan özelliklerle birlikte birde yazıt bulunmuş oldu ki bu yazıt, Talut’un kral olmasıyla ilişkiliymiş gibi görünüyor. Qeiyafa şehrinin özelliklerinden ve bulunan yazıtla ilgili detaylardan bahsetmeden önce Kur'an'da ve Eski Ahit'te Talut’un kral olduğu döneme dair neler söylendiğini kısaca hatırlatmak istiyorum.

12 Nisan 2022 Salı

Sümerlerde İdam Cezası Uygulanan Suçlar

 Bilinen en eski kanun metni bir Sümer tabletidir ve "Code of Ur-Nammu " olarak bilinmektedir. Ur-Nammu, Sümer tarihine damgasını vurmuş olan ve Gılgamış gibi 'tanrılaştırılmış' olan bir kraldır. Bu kralın MÖ 2100 civarında hükmetmiş olduğu düşünülmektedir. Ur-Nammu Kanunları, Hammurabi kanunnamesinden yaklaşık 300 yıl önce yazılmıştır.

Aşağıdaki resimden de anlayacağınız üzere Ur-Nammu yasalarını içeren bir tablet İstanbul Arkeoloji Müzesinde yer almaktadır.
SÜMERLERDE İDAM VE TAZMİNAT CEZALARI
Wikipedia'nın ilgili sayfasında şöyle yazılmıştır:
"It institutes fines of monetary compensation for bodily damage as opposed to the later lex talionis ('eye for an eye') principle of Babylonian law. However, murderrobberyadultery and rape were capital offenses."
"Babil hukukunun daha sonraki lex talionis ("göze göz") ilkesine zıt olarak, bedensel zarar için parasal tazminat cezası uygulanırdı. Ancak cinayet , soygun , zina ve tecavüz ölüm cezasına çarptırılan suçlardı."
BAZI YASALAR:
1. Bir adam cinayet işlerse , o adam öldürülmelidir .
2. Bir adam hırsızlık yaparsa öldürülür.
3. Bir adam adam kaçırma yaparsa, hapse atılır ve 15 şekel gümüş öder. ((1 şekel = 8.3 gram veya 0.3 oz)
4. Bir köle , bir köleyle evlenir ve o köle azat edilirse, evden çıkmaz.
5. Bir köle, yerli [yani özgür] bir kişiyle evlenirse, ilk doğan oğlu sahibine teslim etmelidir.

6. Bir erkek başka bir erkeğin hakkını ihlal ederse ve genç bir adamın bakire karısının kızlığını bozarsa, o erkeği öldürürler. (Heredot'un anlattığı rivayetin asılsız olduğu anlaşılıyor. Rivayete göre evlenecek Sümer kızları önce tapınağa gidip ilişkiye giriyorlardı...)

7. Bir adamın karısı başka bir adamın ardından gider ve onunla yatarsa, o kadını öldürürler, ama o erkek serbest bırakılır. (Kadınla erkeğin eşit tutulduğunu söyleyebilir miyiz?)
8.Bir adam zorla ilerler ve başka bir adamın bakire kadın kölesini bozarsa, o adam beş şekel gümüş ödemelidir.
9. Bir adam ilk karısını boşarsa, ona bir mina gümüş öder. (1 mina = 60 şekel)
10. Eğer boşadığı (eski) bir dul ise, (ona) yarım mina gümüş verir.
11. Adam dul kadınla evlilik akdi olmaksızın yatmışsa, gümüş ödemesine gerek yoktur.
13. Bir adam büyücülükle suçlanırsa [ çeviri tartışmalıdır ], o , suyla imtihandan geçmelidir ; masum olduğu kanıtlanırsa, suçlayanın 3 şekel ödemesi gerekir.

4 Mart 2022 Cuma

Antik Mısırda Korindon Kullanımının Kanıtları (Granit Kesme Teknolojisi) || VİDEO

 


Bu videoda Antik Mısır’da korindon maddesinin, granit gibi çok sert taşları kesme ve şekillendirmede kullanılmış olduğunu gösteren kanıtlar işlenmiştir. Dahası konuyla ilgili yapılmış bir deney videosu da mevcuttur. Kesim işlemi bakır veya bronzdan bir matkapla yapılıp korindon maddesi aşındırıcı olarak kullanılmıştır. İlkel matkabın neye benzediği ve nasıl çalıştığı da gösterilmiştir. Dipnotlar:

16 Şubat 2022 Çarşamba

Antik Mısırda Korindon Kullanımının Kanıtları (Granit Kesme Teknolojisi)

Eski  Mısırlıların  graniti nasıl kestikleri  ve  deldikleri  konusunda  Denys Stocks 'un yapmış  olduğu  deneyler  önemlidir.  Bu  deneylerde  granitin   bakır  ve kum ile  kesilebileceği  gösterilmişti.  Aşağıdaki  kısa  video da Denys  Stock  'un  deneylerinden  alıntılar  eşliğinde  gerekli  açıklamalar  yapılmıştır.  Yazımızın  konusu  "korindon"  olmasına rağmen öncelikle  Denys  Stock'un  deneylerini  hatırlatmada  fayda  görüyorum. Bu deneyler hakkında hiçbir  ön bilgiye  sahip olmayan okuyucuların   yazıya  devam  etmeden  önce  videoyu  izlemesini  özellikle  rica ediyorum.


Testere  İzleri  ve Korindon  İddiası

"Uzun zamandır jeologlar tarafından Mısır'da bulunan en sert  aşındırıcının, büyük ölçüde kuvars parçacıklarından oluşan, çöl kumu olduğu düşünülüyordu (Kuvars için Mohs sertliği 7).

Ancak bazı sondaj deliklerindeki yivlerin(grooves) şekli, delme için kullanılan aşındırıcının kumdan daha sert ve kaba olduğunu düşündürür: yivlerin  kenarları pürüzlüdür ve yüzey genel olarak oldukça pürüzlüdür (Şekil 3). Deneyler, kum süspansiyonunun yivlerin  kenarlarını ve bir sondaj deliğinin iç yüzeyini daha pürüzsüz hale getirdiğini göstermektedir." (kaynak: https://antropogenez.ru/drilling/)

20 Kasım 2021 Cumartesi

Yunan ve Roma Yapı Teknikleri

Konuyla  ilgili  değerli bilgiler  sunan  bir  yüksek  lisans  tezini   paylaşmak istedim. Academia.com  da  yayınlanan bu  tezin  "giriş"  bölümünde şu  açıklamalar  yapılmaktadır:

Bu çalışma kapsamında, Antik Dönem'de kullanılan yapı malzemeleri, işçilik ve yardımcı araç gereç ile yapı tipi ve tekniklerinin ana hatlarıyla incelenmesi amaçlanmıştır.
Bibliyografya çalışması sonucunda, bu kapsam çerçevesinde yayınlanmış olan kaynaklar taranmış ve antik kaynaklarla karşılaştırmalar yapılmıştır. İzlenen bu ana yöntemin yanı sıra, antik yerleşimlerde yapılan gözlemler çalışmanın tamamlanmasına katkı sağlayan diğer bir unsur olmuştur.
Antik Yunan ve Roma Uygarlıkları olmak üzere iki ana bölümde incelenmiş olan yapı teknikleri kendi içlerinde alt bölümlere ayrılmıştır.
Yunan Uygarlığı bölümünde başlıca hammadde olan taşın ocaklardan elde edilişi, taşınması, işlenmesi ele alınmış; diğer yapı malzemeleri ve bağlayıcılara değinilmiş ve sonrasında tüm bunların yapıya dahil olma süreçleri ve bu süreçte kullanılan teknikler detaylandırılmıştır.