28 Ocak 2023 Cumartesi

Kilden Yapılma Mühürlerin Davud ve Süleyman Peygamberlerin Dönemiyle İlişkisi: Büller

 Gazze şehrinin yaklaşık 23 km kuzey doğusunda, Tel el-Hessi bölgesinin yaklaşık 4 km yakında Khirbet Summeily bölgesinde bulunan mühürler İncil arkeolojisi üzerinde çalışan akademisyenleri heyecanlandırmış ve tartışmalar yaşanmasına sebep olmuştu.




















Konu hakkında Chicago Üniversitesi yayınlarından bir makale buldum. https://www.journals.uchicago.edu/.../neareastarch.77.4.0299
Makalenin “Abstract/Öz” bölümünde şu yorumlar yapılmış:
“Bullae are unexpected finds in an archaeological excavation project, especially when the project is centered on a small site seemingly located in the hinterlands and when they are of a tenth century b.c.e. date. Here we present an initial description of six bullae found at Khirbet Summeily in 2012 and 2014 and provide an overview of how bullae were used. The very existence of our bullae suggest a greater political complexity and integration across the transitional Iron I/IIA landscape than has been acknowledged by many recent scholars who tend to dismiss trends toward political complexity occurring prior to the arrival of the Assyrians in the region in the later eighth century b.c.e.”
“Büller(Kilden mühürlemeler), bir arkeolojik kazı projesinde, özellikle proje hinterlandında yer alan küçük bir alana odaklanıldığında ve MÖ onuncu yüzyıldan bir tarihe ait olduklarında beklenmedik buluntulardır. Burada, 2012 ve 2014 yıllarında Khirbet Summeily'de bulunan altı bülün(mührün) ilk tanımını sunuyoruz ve büllerin nasıl kullanıldığına dair bir genel bakış sunuyoruz. Büllerimizn varlığı işaret ediyor ki, geçiş dönemi olan Demir I/IIA periyodu boyunca, bir çok yeni bilim adamının kabul ettiklerinden daha büyük bir siyasi komplekslik ve bütünleşme varmış. Onlar Asurluların 8. Yüzyılda bölgeye gelişinden önce oluşmuş bir siyasi kompleksliği göz ardı etme eğilimindedirler.”

Makalenin içeriğine erişim iznim olmadığı için Academia. com üzerinde arama yaptım ve 3 sayfalık bir yazıya ulaştım. Yazı “Near Eastern Archaelogy” dergisinin bir sayısından alınma ve dahası yukarıda abstract kısmını sunduğum makalenin yazarlarına ait. Academia linki:
Burada verilen bilgilere göre Khirbet Summeily’nin yakınında Tell el-Hesi bölgesinde yapılmış arkeolojik çalışmalarda Antik Mısır’ın Amarna dönemine ait bir mektup bulunmuştur. Bölgenin Antik Mısır’a bağlı vasallar tarafından yönetildiği o zamanlarda (MÖ 1300’ler) Tel el-Hesi’nin önemli bir merkez olduğuna işaret etmektedir. Dahası MÖ sekizinci yüzyılın sonları yada yedinci yüzyılın başlarına tarihlenen bir mühür bulunmuştur ki bu mührün üzerindeki yazı kesinlikle eski İbranicedir denmektedir. Bununla birlikte Tel el-Hesi’de bulunmuş olan türden kalıntılar Khirbet Summeily için umulan şeyler değilmiş. Makalede şöyle deniyor:
“Bu tür resmilik belirteçlerinin Summeily'de olmayacağı varsayıldı. Kazıdan önce, Summeily'nin bir otlak bölgesi ya da bir şekilde merkezle bağlantılı, ancak daha çok uzak çevrede bulunan (Tel el-Hesi’nin) tarımsal hinterlandında yer almış bir yerleşim yeri olduğunu önermek makul görünüyordu. Summeily'de dört odalı evlerin yanı sıra ev aletleri ve tarım aletleri aradık. Üç mevsimlik kazılar oldukça farklı bir şeyi ortaya çıkardı. burada büyük bir mimari kompleks var, kesinlikle konut değil. Bu mimari kompleksle ilişkili olarak kültürel nitelikteki eserler, bir sunak, bir kadeh ve büyük bir zoomorfik kafa bulunur. Standart Mısır motiflerine sahip çok sayıda “Scarab/baskı mührü) de (örneğin şahin, ankh, topuz) bölgeden ele geçirilmiştir. Ek olarak ve özellikle önemli olan, altı kil bulla kazılmıştır.”


Yazıda ifade edilenlere göre 6 kil bullanın en az 4ü arkeolojik tabaka olarak faz 5 ‘e ait olarak tespit edilmiş olup 6’sınında aynı dönemde tek bir ofisten çıktığına inanılıyor. Faz 4 döneminin başlarında yapılmış inşaatlar sırasında mühürlerin etrafa dağıldığı ve bu yüzden tamamının faz 5’e tarihlendirilmesinin zorlaştığına inanılıyor. Bu tabakanın anlamı ise, çanak çömlek ve arkeomanyetizma çalışmalarına dayalı olarak, mühürlerin MÖ 11. Yüzyılın sonları ile 10. Yüzyılın ortaları arasında bir zaman periyodundan geliyor olmalarıdır.




Yahudi kaynaklarında verilen bilgilere itibar etmek istemeyen tarihçiler bu dönemde bölgede israiloğullarına ait bir devlet bulunmayıp ancak bir kabile şefliği olabileceğini düşünüyorlardı. Ancak bu mühürler resmi işlemler yürüten bir devlet biriminin burada bulunmuş olduğunu güçlü şekilde desteklemektedir. Söz konusu altı mührün (6 Bullanın) tarz itibariyle antik Mısır’ı çağrıştırmadığını ve bu sebeple Antik Mısırla ilişkilendirmediklerini makaleden dolaylı olarak anlıyorum. (Bölgede Mısır mühürlerinin de bulunmasından ve içerdikleri şekillerden kısaca bahsedilmiş)
Ayrıca Tel Qeiyafa şehrinin buraya yaklaşık 20-25 km uzakta olması ve orada bulunan arkeolojik keşiflerin tamda bahsini ettiğimiz dönemde İsrailoğullarının devlet sahibi olduğunu desteklemesi durumuyla da karşı karşıyayız ki, daha sonra açıklayarak sunma niyetindeyim.
Yazıda ifade edildiğine göre Bül/Bulla tarzındaki mühürler bir kutuyu yahut torbayı yahut önemli bir belgeyi (papirüs gibi) mühürlemek için kullanılmaktaydılar. Bir papirüs belgesini mühürleme süreciyle ilgili en eski değerlendirmelerden birisinin Yeremya kitabında olduğu ifade ediliyor. (Yeremya 32:9-15). Bu metne göre, bir yasal belgenin(mesela ticari belge) iki nüshası olacaktı. biri “açık nüsha” olarak anılmış ve mühürlenmemiş, ikincisi ise resmi nüsha olarak kabul edilmiş ve mühürlenmiş olacaktı. Ortaçağda ki balmumuyla mühürleme işlemleri bunun benzeridir.
Mühürleme işlemi, bir ip ve kil topak gerektirecektir. Kil parçasına bir mühür basılacak ve böylece çamur yığınında bir iz bırakılacaktır. Böyle baskılı mühürleme kiline bulla (bullae) denir. Bu şekilde "mühürlenmiş" bir belge, yasal bir neden olmadıkça (örneğin, belgenin içeriğinin söz konusu olduğu bir tür mahkeme davası) açılmayacaktır (yani mühür kırılmayacaktır).
Korunmuş büller bazen mühürlemeyi amaçladıkları papirüs parşömeni ipliklerinin izlerini hala korumuş olacak ve nadiren “ip deliği” (kil bullanın ortasında) da korunacaktır. Summeily'de bulunan bullalardan birinin küçük ip deliği çok iyi korunmuştur. Yazıda da özellikle ifade edildiği üzere papirüs belgelerinin mühürlenmesi işlemi elit bir işlemdir.


Khirbet Summeily’de bulunan mühürler Kral ve Peygamber olan Davud ve Süleyman’ın dönemini ispat eder mi? Bununla ilgili yapılmış tartışmalar var ve benim kişisel kanaatim şöyle: Eğer bu mühürleri müstakil olarak değerlendirirsek sadece, Yahudi kaynaklarını önemsemeyen tarihçilerin düşündüğünün aksine, MÖ 1000 ‘li yıllarda İsrailoğullarının bölgede devlet sahibi olduğunu desteklemektedir. Mühürlerin sadece müstakil olarak değerlendirilmesi ise doğru olmaz. Davud ve Süleyman’ın dönemine dair elde edilmiş diğer bulgularla birlikte düşünülmesi gerekir. Bütün bulgular birlikte değerlendirildiğinde anlamlı bir tablo oluşmaktadır. Yazının sonlarında da ilişkili başka bulgulardan bazıları anılarak bu kanaat ifade dilmektedir.
Bende daha önce paylaşmış olduğum bazı içeriklerimin linkini ekleyerek bitirmeyi uygun görüyorum:
MESHA YAZITI: YAHWEH, İSRAİL KRALI VE DAVUD HANEDANLIĞI[BT *WD (BETH DAWİD)] İFADELERİNİN GEÇTİĞİ YAZIT
“DAVUD HANEDANLIĞI”NDAN BAHSEDEN YAZIT : TELL DAN YAZITI
KUR'AN DA İSMİ GEÇEN TALUT’UN KRAL OLUŞU HAKKINDA MUHTEMEL BİR ARKEOLOJİK BULGU: TELL QEİYAFA OSTRAKONU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder