28 Mayıs 2018 Pazartesi

Sargon Nehre Bırakılmamıştır(Kanıtlandı), Hz. Musa ile Kral Sargon'un Hikayelerinin Benzetilmesi

Başlıkta ortaya attığım iddiayı yazı içerisinde  kanıtlayacağım ama
Öncelikle konuya aşina olmayanlar için problemi kısaca özetlemek istiyorum.
İddia: Akad kralı Sargon (MÖ 2334-2279), Hz. Musa'dan yüzyıllar önce yaşamıştır ve ikisinin hikayeleri arasında benzerlikler vardır. Özellikle ikisinin de hikayesinde nehre bırakılma olayının olması ilginçtir . Acaba tevrat yazıcıları Hz. Musanın hikayesini kral Sargon'un hikayesinden devşirmiş olabilir mi?
Aşağıda "Sargonun Doğumu Efsanesi"nden bir kesit verilmiştir:
"Sargon, güçlü kral, Agade’nin kralı, benim!
Annem yüksek rahibedir. Babamı bilmem.
Babamın kardeşleri tepeleri sevdi.
Benim şehrim Fırat'ın kıyısındaki Azupiranu'dur.
Yüksek rahibe olan annem bana gebe kaldı,
gizlice beni doğurdu. Beni kamıştan bir sepetin içine koydu.  Ziftle kapağımı kapladı. Üzerime yükselmeyen nehire beni attı.
                                                                Nehir bana yardım etti ve beni Akki’ye taşıdı.”
Bu iddiaya bir kısa bir de uzun cevabım olacak.  Başlıktaki "Sargon Nehre Bırakılmamıştır" iddiamı ise uzun cevap içerisinde kanıtlayacağım. Yinede  lütfen atlama yapmadan okuyunuz.



KISA CEVAP: Sargon hakkında tek bir efsane yoktur. Farklı zaman dilimlerinde yazılmış farklı efsaneler vardır. İki şahıs arasındaki benzerlik özellikle "Sargon'un Doğumu Efsanesi"nde göze çarpıyor. Bu yazı boyunca "Sargon'un Doğumu Efsanesi" üzerinde duracağız. Diğer benzerliklerin üstünde durmaya değer olmadığını düşünüyorum ve zaten alıntı iddiasında bulunanlarda özellikle "Sargon'un Doğumu Efsanesi " üzerinde duruyor. Diğer Sargon efsanelerinin değil.

http://cdli.ox.ac.uk/wiki/doku.php?id=sargon_birth_legend yandaki linki kullanarak Oxford üniversitesi temelli, "Digital Tablet Kütüphanesi" nden "Sargonun Doğumu Efsanesi"nin yazılı olduğu tabletin bilgilerine erişebilirsiniz.
Aynı siteye bağlı bir başka link:
Bu adreste de tabletin resmini görebilir ve okunacak derecede büyütebilirsiniz.
Oxford temelli bu siteden öğrendiğimize göre tabletin tarihlendirmesi: MÖ 911-612. Yani efsane MÖ 2300'lerdeki Akad kralı hakkında olasa da , hikayenin yazıldığı tarih Hz. Musa'nın yaşadığı düşünülen MÖ 1700-1300 aralığından yüzyıllar sonradır. Şu halde bir etkilenme veya alıntı varsa "Sargon'un Doğumu Efsanesi"ni yazanlar Hz. Musa'dan alıntı yapmışlardır.

Dahası "Epic and History" isimli kitapta "Sargonun Doğumu Efsanesi"ne biçilen tarihlendirme, MÖ 704-539 şeklindedir.


UZUN CEVAP:
Konuyu birkaç bölüm halinde işleyeceğiz:
  1. Hz. Musa'dan önceki kaynaklarda yani Akad ve Sümer Kaynaklarında Sargon'un doğumu
  2. Hz. Musa'nın gerçekten yaşamış bir peygamber olduğunun arkeolojik kanıtları
  3. İsrailoğulları Filistin'e ne zaman yerleşti?
  4. Filistin' in 2. Sargon zamanında işgali
  5. Asur kralı Asurbanipal 'in başka kavimlerin hikayelerini, efsanelerini toplama merakı.
  6. Sonuç
1. Akad ve Sümer Kaynaklarında Sargon'un Doğumu
Bu konuyla ilgili kullanacağım kaynağı kısaca tanıtmak istiyorum. Oxford Üniversitesi merkezli olarak hazırlanmış Elektronik Sümer Külliyatı'na (ETCSL) bakacağız. Müsadenizle bu kaynağın güvenilirliğini göstermek için ufak bir tanıtım yapayım:


ETCSL yani Elektronik Sümer Külliyatı, sitede yazanlara baktığımızda, Akadlar'ın hükmettiği dönemi ve Klasik Sümer Çağı'nı kapsadığı gibi Eski Babil döneminin  başlarını da kapsıyor.

Şimdi bu kaynakta gelişmiş aramayı (advaced search) seçip ,
aşağıdaki ayarlarla Sargon kelimesini aratırsanız:




tüm kütüphane içinde 22 satırda Sargon'u bulduğunu gösteriyor. (Ayrıca Orijinal adıda sar-ru-ki-in gibi hecelenmiş) bknz aşağıda:



Her ne kadar 22 satır bulsa da sol yanındaki numaralandırma sisteminden anlaşılabileceği üzere tüm satırlar sadece 3 farklı metinden geliyor. Kendiniz aramayı yapıp bakabilirsiniz. 3 metinden sadece birinde Sargon'un doğumu konusu işlenmiş. İşte o metnin ilgili kısmı:


Bu metin de 3 segmentten oluşuyor. Sadece ilk segment (A segmenti) Sargon'un doğumuyla ilgili. Fakat bu segmentin cümlelerinin yarım kaldığını görüyoruz. Muhtemelen metnin yazılı olduğu tablet kırıktır. (Aşağıdakiler gibi)


Yinede A Segmenti çok kıymetli bilgiler içeriyor. Şimdi dikkat ediniz:


Dikkat edilirse babasının adı verilmiş. Halbuki “Sargon'un Doğumu Efsanesi”nde
şöyle söyleniyordu:
"Annem yüksek rahibedir. Babamı bilmem.
Babamın kardeşleri tepeleri sevdi.
Benim şehrim Fıratın kıyısındaki azupiranu idi.
Yüksek rahibe olan annem bana gebe kaldı,
gizlice beni doğurdu. Beni kamıştan bir sepetin içine koydu."

Halbuki babasının adı biliniyormuş gibi görünüyor. Annesinin adının olduğu kısım eksik. Burda önemli olan şey Sargon'un babasının belli olması. Bu durumda nehre bırakılma sebebide ortadan kalkmış oluyor.

Yukarıdaki metne dikkat ederseniz , kesin olmamakla birlikte, doğumundan ötürü anne babası sevinmiş gibi bir intiba bırakıyor: “.....with happy heart” yazıyor. Gayrı meşru bir çocuk doğunca anne veya baba ne kadar sevinir?

Yukarıdaki metinde doğduğu şehrin aktarıldığı cümle maalesef eksik kalmış. “Sargon'un Doğumu Efsanesi”nde ise
“Benim şehrim Fırat nehri kıyısındaki Azupiranu'dur.” diyor. Azupiranu eğer gerçekten Akad kralı Sargon'un doğduğu şehir ise herhalde Mezopotamya metinlerinde adı geçmeliydi. Bu sebeple ETCSL üzerinde arama yaptığım vakit, eli boş dönüyorum. "Chicago Assyrian Dictionary"(CAD) üzerinde de Azupiranu hakkında bir bilgi bulamadım. Uzun zaman önce baktığımda vikipedia' da Azupiranu'nun uydurulmuş olduğu yazıyordu. (Tabi kibar bir dille.)

Tüm bunlardan doğan kanaat Sargon'un böyle bir nehre bırakılma durumu yaşamamış olduğu ve “Sargon'un Doğumu Efsanesi”nin Sargondan çok sonra UYDURULDUĞU dur.

"Sargonun Doğumu Efsanesi"nin yazılı olduğu tablet Meşhur Asurbanipal kütüphanesinde bulunmuştur. Asurbanipal, British Museum'un sitesinde verilen bilgiye göre (M.Ö. 668 - M.Ö. 630 civarında) hüküm sürmüştür. (Bknz:http://www.britishmuseum.org/research/research_projects/all_current_projects/ashurbanipal_library_phase_1.aspx )
Yukarıda Oxford temelli bir kaynakta malum tablet için MÖ 911-612 tarihlendirmesi yapıldığını söylemiştim.

Yani herhalikarda Hz. Musa'nın yaşadığı düşünülen MÖ 1700-1300 aralığından yüzyıllar sonra yazılmış bir efsane var karşımızda.

2)Hz. Musa'nın Hikayesinin Gerçekten Yaşandığını Gösteren Kanıtlar
Bununla ilgili iki adet video hazırladım. Yazıyı okumaya ara verip bu iki videoyu izlemenizi ve sonra yazıya devam etmenizi öneriyorum.





   İpuwer papirüsü hem tanıtılıyor hem de bu papirüse yöneltilen eleştirilere cevap veriliyor.




      Kızıldenizden geçiş olağanüstü bir argümantasyon ile sunulmuş.
Ron Wyatt 1978 den itibaren farklı yıllarda defalarca Kızıl denize dalışlar yaptı ve boğulan firavun ordusunun kalıntılarını topladı. Mutlaka izlemenizi öneririm.

Yukarıda "Sargon'un Doğumu Efsanesi"nin Asurbanipal'in kütüphanesinden çıktığını söylemiştik. Asurbanipal (M.Ö. 668 – M.Ö. 630 civarında) hüküm sürmüştü.
Ayrıca Yeni Asur döneminde ki krallardan birinin adının 2. Sargon olduğunu görüyoruz. Yani Asur ülkesinde Sargon ismine karşı bir hayranlık gözlemleniyor. Bu çok şaşırtıcı değil çünkü Asurlular, geçmişte Akadlar'ın hükmetmiş olduğu topraklara hükmediyorlardı. İmparatorluk kurma ve savaşçılık açısından da benzerlikleri vardı. Muhtemelen Hz. Musa'nın hikayesi Asurlular tarafından öğrenildi ve bu hikayeden yola çıkılarak Akadlar'ın Sargon'u için yeni bir efsane uydurdular.

Peki Hz. Musa'nın hikayesi Asurlular tarafından nasıl öğrenilmiş olabilir?
Asurbanipal'in adamlarını görevlendirip farklı kavimlerin hikaye ve efsanelerini toplattığını ve o zamana göre büyük bir kütüphane kurdurttuğunu biliyoruz. O sıralar İsrailoğullarının ülkesinin de Asur sınırları içinde kaldığı düşünülürse tabiki Hz. Musa'nın hikayesinin de Asurbanipalin adamları tarafından öğrenilip merkeze iletilmesi gerekiyor. Asurbanipal'in bizzat kendisi "Sargon'un Doğumu Efsanesi" ni uydurmuştur DEMİYORUM ama yapılan hikaye toplama faaliyeti yeni efsanelerin türemesi için elverişli bir ortam oluşturmuş olabilir.

Bu her nekadar mantıklı bir açıklama olsa da "Sargon'un Doğumu Efsanesi"nin yazılı olduğu tabletin tarihlendirmesi MÖ(911-612) aralığında idi. Akla şu şu ihtimal gelebilir: Belki de bu tablet MÖ 900 civarında yazıldı. Yani Asurbanipal henüz hikayeleri toplatmadan önce yazılmış olabilir. Öyle olsa bile yine İsrailoğulları'nın hikayesinin Asurlular tarafından öğrenilmesi mümkün.

Hadi bunun için üçüncü bölüme bakalım.

3)İsrailoğulları Filistin'e Ne Zaman Yerleşti?

Merneptah Steli:
MÖ 1212 ila 1202 yılları arasında hüküm sürdüğü düşünülen firavun Merneptah 'ın askeri zaferlerini anlatan bir Stel (Yazılı anıt) bulunmuştur. Merneptah, Mısır ülkesi dışına çıkarak savaşmış ve başarılı olmuştur. Burda Hitit ile barış halinde olunduğunu, hangi şehirlerin yenilgiye uğratıldığını anlatılır ve "İsrair" in tohumunun yok edildiğinden bahsedilir. "İsrair" için bir şehir , bir devlet işareti kullanmamışlar ve buda devletleşmemiş bir toplumu ifade ediyor. Antik Mısır'ın yanı başında, Filistin coğrafyasında "İsrair" kelimesine israil'den daha fazla benzeyen bir kelime bulunamamıştır. Britannica ansiklopedisi'den bakarak doğrulama yapabilirsiniz: https://www.britannica.com/topic/biblical-literature/Non-European-versions#ref597585 
Bunun dışında Wikipedia'da konuya geniş yer verilmişti ancak şu an kapalı olduğundan link veremiyorum.


Diğer taraftan Kur'an' a baktığımızda Hz. Davud 'un zamanında, İsariloğulları'nın zor durumda olduklarını anlatıyor ve ordaki anlatım bir devlet hiyerarşisi izlenimi uyandırmıyor. Bununla birlikte Hz. Davud'un Calut'u öldürmesinden sonra hükümdar olduğunu ve oğlu Hz. Süleyman'ın eşsiz bir devleti olduğunu öğreniyoruz.
Hz. Süleyman'ın Sütunları :
Ron Wyatt'ın Kızıl denizden geçiş araştırmalarında keşfettiği şeylerden biride Nuweiba körfezinin orda, denizin iki yakasında sütunlar bulmuş olmasıdır. (Biri Nuweiba'da diğer karşı Arabistan sahilinde olmak üzere iki sütun buluyorlar.) olayı yukarıda linkini verdiğim Kızıldeniz'den geçiş videosunda işledim ve orda Google'dan sütunların yerlerinin nasıl bulunacağını da göstermiştim. Mısır tarafındaki sütunun üzerindeki yazılar bütünüyle aşınmıştır. Zaten ilk bulunduğunda dikildiği yerden suya düşmüş bir vaziyette imiş fakat Suudi Arabistan tarafında bulunan sütunda, Musa, ölüm, firavun, Su, Süleyman(Solomon) gibi kelimeler varmış. Yani Kızıldenizden geçiş anısına Kral Hz. Süleyman tarafından diktirildikleri ancak Hz. Süleyman'dan sonra Mısır tarafındaki sütunun Mısırlılar tarafından yıkıldığı yorumu yapılıyor. Sütunların 3000 yıllık olduğu tahmin ediliyorki buda MÖ 1000 li yıllar civarında Filistin de, Hz. Süleyman yönetiminde bir israiloğulları devleti olduğuna işaret eder.
Eğer Filistin de Mö 1000 civarında bir israiloğulları devleti varsa :
Filistin mezopotamyaya yakın olduğundan belki ticari ilişkiler veya başka bir vesile ile Hz. Musa'nın doğum hikayesi Asur veya Babilliler'e aktarılmış olabilir.

4. Asurluların Filistin'i işgali:
Aşağıdaki harita şu adresten alınmıştır: https://www.ancient.eu/Sargon_II/

Aynı kaynağa göre İsrail devleti II. Sargon zamanında Asurlular tarafından işgal edilmiş ve binlerce Yahudi sürülmüştür. II. sargon'un iktidarı sırasında İsrailoğulları ikiye ayrılmış haldeydi. İsrail ve haritada görülen "Judah" devleti. II. Sargon bu ikisinden İsrail'i ortadan kaldırıyor ve diğerine de boyun eğdiriyor. II. Sargon MÖ 722-705 arasında hüküm sürmüştür. Bir başka kaynak:
Bu kaynakta verilen bilgilere göre Tevrat, israil'in Asurlular tarafından işgalinden bahsediyor.
Bundan çıkardığımız sonuç:
Filistin asur topraklarına katıldıktan sonra Asurlular, israiloğullarının hikayelerini öğrenmiş olabilir.

5)Asurbanipal' in (MÖ 668-627) Hikayeleri veya Efsaneleri Toplama Merakı ve Meşhur Kütüphanesi

Mö 669 veya 668'de Asur tahtına geçen ve Mısır dahil çeşitli seferler yaparak etrafındaki kavimleri hükmü altında bulunduran, o zamana göre oldukça geniş sınırlara hükmeden Asurbanipal'in aynı zmanda bir Entelektüel olduğu söyleniyor ve çok büyük bir kütüphane kurduğu biliniyor. Malumunuz Wikipedia kapalı fakat "Wikipedia'nın resimlisi" diye nitelendirilen bir siteden alıntı yapacağım:
Ashurbanipal was known as a tenacious martial commander; however, he was also a recognized intellectual who was literate, and a passionate collector of texts and tablets.[5] As an apprentice scribe he mastered both the Akkadian and the Sumerian languages[5] He sent scribes into every region of the Neo-Assyrian Empire to collect ancient texts, he hired scholars and scribes to copy texts, mainly from Babylonian sources

Yani  Asurbanipal,  Asur imparatorluğu boyunca, katipler görevlendirmiş ve farklı kavimleri barındıran bu coğrafyadaki hikayeleri toplatmıştır. Tabi ki bu şekilde  Hz. Musa'nın hikayeside Asurlulara geçmiş olabilir.

Zaten  “Sargon'un Doğumu Efsanesi”nin yazılı olduğu tablet Asurbanipal'in kütüphanesinden çıkmıştır ve tarihlendirme MÖ 911-612 arasındadır.
Bir çok hikayeyi toplarsan, bunlar arasında aktarmalar yapıp yeni hikayeler türetebilirsin. Asurbanipal'ın kendisi yapmasa bile buna zemin hazırlamış olabilir.

Eğer kaynak siteye bakarsanız yapılan açıklamalara göre Asurbanipal hikaye ve efsaneleri toplama konusunda oldukça ciddi imiş. Düşmanlarına karşı zalim olarak bilinen Asurbanipal, materyal toplamak için tehdit de kullanabiliyormuş.

MÖ 612 yılında Babilliler, İskitler, Medler ve İranlılar birlik olup kütüphanenin bulunduğu Ninova şehrini yok ederken çıkan yangından kütüphanedeki tabletlerin etkilendiği düşünülüyor. Kil tabletlerin yangında fırınlanmış olarak daha sağlam hale geldiği buna karşılık kütüphanede kullanılan tahtadan , bal mumundan tabletlerin ortadan kalktığı düşünülüyor. Kütüphanede zamanında papirüs ve deriden yazılı materyallerin  olmuş olmasıda muhtemel kabul ediliyor. Hatta Kil tabletler haricindeki materyalin kil tabletlerden daha fazla olabileceği düşünülüyor. Bu gün elimizde kalmış olan çok sayıda kil tablet olmasına karşılık bunların çok az bir kısmı efsaneler , hikayeler içeriyor. Bunlardan biriside Sargon'un Doğumu Efsanesi.

6) Sonuç:
Sargon'un doğumu efsanesi Sargon'un kendisinden ve Hz. Musa'dan yüzlerce yıl sonra uydurulmuştur. Hz. Musa'nın gerçekten yaşamış ve mucizeler göstermiş bir peygamber olduğunun kanıtları vardır. Asurbanipal'in hikayeleri toplama merakı ve Asurlular'ın Filistin'i işgal ettiği düşünülürse , Asurlular pekhala Hz. Musa'nın hikayesinden haberdar olmuş olabilir. Diğer taraftan kral Sargon, Yeni Asur döneminde tekrar popüler bir tarihi karakter haline gelmiştir.
Yeni Asurlular dönemindeki meşhur ve güçlü imparatorlardan birinin adının II.Sargon olması Akadlar'ın Sargon'unun, yani ilk Sargon'un yeniden popüler olmuş olduğuna işaret eder. Kral Sargon tekrar popüler olduktan sonra Hz. Musa'nın hikayesinden alıntı yapılarak Sargon'a eklenti yapılmış olabilir. Ayrıca MÖ 1200'lerden itibaren Filistin' de bir İsrailoğulları oluşumu olması Asurbanipal' den öncede hikaye aktarımına imkan tanımaktadır.

Aslında hiç bir alıntı yapılmaksızın "Sargon'un Doğumu Efsanesi"nin uydurulması da mümkündür ancak illa ki alıntı yapılmış olmalı diyenlere, yukarıda anlatılanlar ışığında umduklarının tam tersinin daha makul olduğu gösterilmelidir. Bu yazıda Hz. Musa hakkındaki iddiaya yanıt vermiş olsamda aslında diğer bir çok benzerlik ve alıntı iddiası içinde bu yazıda kullanılan temel mantıkla cevap üretilebilir. İsrailoğulları'nın bir şeyleri Sümerler'den alması pek mümkün görünmüyor. Zaten biraz tarih bilenlerin iddiası, İsrailoğulları'nın Babil sügününde Sümer mitolojisini ve hikayelerini öğrenmiş olması şeklindedir fakat Hz. Musa bu sürgünden çok daha önce yaşadığına göre ve herhangi bir hikaye yada bilgi, sözlü gelenekte yüzyıllarca muhafaza edilebileceğine göre herhangi bir şeyin Yahudilerden mi Babil'e geçtiği yoksa Babil'den mi Yahudilere geçtiğini ıspatlamak o kadar kolay değildir. Benzerlik ve alıntı iddiaları içerisinden, Yeni asur ve Yeni Babil döneminin tabletlerine dayanan herhangi bir iddia bu şekilde cevaplanabilir.

Yeni Asur ve Yeni Babil döneminden daha öncesine ait tabletlerdeki bilgiler eğer kutsal kitaplarla uyuşuyorsa bu takdirde başka bir cevap vermek gerekir ve aslında o cevapta hazır. Aşağıda linki verilen yazıda Ön Sümerler Döneminde tek tanrılı ve semavi bir din olabileceğinin kanıtlarını sundum. ETCSL ve Oracc gibi saygın Sümeroloji kaynaklarından alıntılar kullandım.


Sümerler'in Dininin Kökeni:






Gerçeklerin daha fazla insana  ulaşması için sosyal medyada  paylaşmanızı rica ediyorum.




19 yorum:

  1. TEK KELIMEYLE HAYRAN OLDUM; NEREDEYSE AKADEMIK BIR CALISMA VE HIZMETTIR BU YAPTIGINIZ...
    SELAM VE SEVGILERIMLE
    AZIZ KEMAL BURKAY

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aleykümselam ve rahmetullah. Teşekkür ederim.

      Sil
  2. hocam tebrik ederim , çok temiz bir çalışma olarak gördüm .

    YanıtlaSil
  3. elinizde bu kadar bilgi varken sizi nasıl oldu da yeni farkettim.mevcut paradigma o kadar güçlü ve meydanı boş buldular ki,emeğinize sağlık,yanlız sizden bişey rica ediyorum Allah için bilgileriniz güvenilir olsun.sizin sitenizden paylaşımlar yapacağım,insanlara kuranı anlatırken rezil olmayalım. Tekrardan emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Duanızı eksik etmeyin.

      Sil
    2. Engin bey Kurandakı Kasas 4 ayetindeki Fironun veziri Hamanla da ilgili kanitlar bildirin vee suda bogulan hangi firon onunlada ilgili paylasin

      Sil
    3. listemde Haman konusu var ama sanırım bir kaç ay sonra sıra gelecektir nasipse. Firavun cesedi hakkında da Haman konusundan sonra araştırma yaparım belki. Kusuruma bakmayın hemen konulara giremiyeceğim.

      Sil
  4. sargon un babamı bilmem demesi (babamı görmedim )anlamındadır..annesinin ve babasının adını yazmıyor zaten.doğumunu anlattığına ve annesinin kimliğini bildiğine göre hatta babasının kardeşlerinin tepeleri sevmesini bildiğine göre aslında ailesinden daha sonradan haberdar olduğunu anlayabiliriz..babasının adının daha sonraki tabletlerden annesinden öğrenmesi muhtemel...belli ki babasını görmemiş.rahibeler dinleri gereği herkesle tapınaklarda(belkide yüksek yerlerde)yatıyorlarmış.bakınız tevrat yüksek yerler ne ifade ediyor..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Annesi eğer dini gereği birilerinden hamile kalmışsa neden çocuğu gizleme ihtiyacı hissetsin?

      Azupiranu bir şehir isimi olarak uydurulmuş gibi duruyor ve karşılığını ne eski metinlerde nede fiziksel olarak bulamıyorsak (sümer ve akad dönemi metinlerinde hatta eski babil dönemi metinlerinde bulunmuyor ve arkeolojik bir kazıyla bulunmuş bir şehir yok ) şu halde bu husus destanın uydurma olduğuna işaret etmez mi?

      Madem sonradan tabletlerden vesaire babasının kimliğini öğrenmiş ve anneside kiminle yattığının farkında ve hatta dininin gereği olarak bu fiili yapmış (sizin senarynuza göre böyle), öyleyse tekrar niçin nehre bırakılmış diye sorayım ve eğer din dışı birleşme yapmış ve nehre bırakılan çocuğun (hernasıl olacaksa) baba ismi "nüfus kütüğüne" girilmişte sargon denen adam oradan meseleyi kapmışsa.... (sanırım çelişkiyi fark ettiniz)

      bir an için hiklayenin gerçek olduğunu varsayalım. Yani bir bebek nehrin sürüklemesiyle başak bir şehirde yabancı bir aile tarafından büyütülüp kralın Sâki si oldu. sonra her nasıl olduysa darbe yapıp başa geçti. (yani anne babası bilinmeyen bir içki sunucusu ordunun önemli bir kısmını kendi peşine taktı. Bu öyle kolay bişey değil. Sargon'un darbe yapması büyük olasılıkla gerçek ama hikayenin olduğu gibi gerçek olması çokta makul durmuyor.) Üstelik ordu ve halk onu benimsemiş olacakki bu şehrin kuvvetleriyle nice şehri zaptedebilmiş. siz bir film misali bu kişinin annesiyle sonradan tanışabilewceğini ve annesininde onu tanıyabileceğini umuyorsunuz. Sormak lazım böylesine bir hikaye nasıl tabletlerde taa mö 900-600 gibi bir döneme kadar ortaya çıkmaz? Halbuki o vakte kadar yazılmış birden fazla sargon konulu efsane var. Bu nasıl o vakte kadar işlenmez dillere destan olmaz. 10 numara hikaye çünkü.

      Sil
  5. Çok başarılı bir makale, çok istifade ettim. Hz Adem in ve Hz Havva nın sümerdeki kökeni iddiasına da cevap verecekmisiniz acaba? Ben çok spekülatif buluyorum ancak yine de sormak istedim. Selam ve dua ile

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Enki nin tabletleri aldatmacasına denk gelmiş olabilirsiniz. Eğer bu propagandaya maruz kalmışsanız aşağıdaki linkte iki yazı bulunuyor:
      https://antikyalanlar.blogspot.com/p/enkinin-tabletleri.html
      yada aynı yazılara ulaşmak için yukarıdaki menüden "Enki'nin Tabletleri" başlığınada tıklayabilirsiniz.

      Birde Bilimsel kaynaklar üzerinden sümer metinlerindeki gerçek ifadeler üzerinden Sümer yaratılış düşüncesinin M. Tevrat ile benzeştiğini göstermeye çalışanlar olabilir. Bence bu tümüyle normaldir. Sadece Sümer değil diğer milletlerin yaratılış destanları ve Teolojileri de M. Tevrat ile benzerlikler göstermektedir. Genetik bilimi bu gün yaşamaktta olan tüm milletlerin tek bir ana babadan geldiğini işaret etmektedir. (Mitokondrial Dna ve Y kromozumu konusunu araştırabilirsiniz.) Kısaca diyebiliriz ki Hz. Adem tüm milletlerin babası olduğu için Dünya genelinde benzerlikler mevcuttur. Bununla birlikte "enki nin tabletleri " isimli düzmece tabletlerde aşırı benzerlik mevcuttur. Öyleki benzerliğin ötesinde edebiyatın kopyalandığını düşündürecek mahiyettedir. Tabi tek sorun düzmece tabletler olmalarıdır. Zecharia Sitchin adında yahudi kökenli bir adamın bilim kurgu tarzında yazdığı hikaye kitabının metninden oldukça uzun bir bölümü, kimi yerde doğrudan sunmakta kimi yerde de değiştirerek sunmaktalar. Halbuki Sitchin dahi kitabın ön sözünde bilim kurgu olduğunu kabul etmekle birlikte gerçekleşmiş bir hikaye gözüyle bakılmasını istiyor ve bunun sözümona sebeplerini sıralıyor. Gerçek tablerde o kadar benzer bir hikaye mevcut değil hatta yanından bile geçmiyor ve herhangi bir uzaylı delilide mevcut değil. Youtube kanalımda ve bu blogda bulacağınız içeriklere göz gezdirdikten sonra cevabını bulamadığınız soru olursa lütfen yazın.

      Sil
  6. Allah senden razı olsun güzel abim. emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Ellerinize sağlık. Gayet doyurucu yanıtlar vermişsiniz. Bilmeden konuşanlar kolayca kopya deyip geçiyor. Allah razı olsun.

    YanıtlaSil
  8. Tebrik ediyorum. Güzel bir çalışma olmuş.

    YanıtlaSil