Yukarıdaki video, aşağıdaki yazının büyük bir bölümünü
içermektedir. Video da bahsedilmeyen
kısımlar ise siyah arka plan ile sunulmuştur.
AĞRI MI YOKSA CUDİ
Mi?
Bir kaç gün önce Hürriyet gazetesi, Akşam gazetesi
gibi farklı gazetelerin web sayfalarında yayınlanan, Anadolu ajansının haberine
göre, iki yabancı bilim insanı Ülkemizde
ki hz. Nuh’un gemisi olduğundan şüphelenilen kalıntıyı incelemiş ve sonuçlar
olumlu çıkmıştı. Haberde anlatılanlara göre:
Ağrı dağındaki üstten gemi gövdesini andıran yapının üç
boyutlu görüntülemesini yapmışlar ve yer
altında kalan kısmını elektriksel metotlarla 3 yıl süren çalışmalarla görüntülemişler.
Yapının toprak altındaki kısmı da adeta gemi gibi görünüyormuş.
Gazeteler dışında birkaç Youtube kanalınında
bu haberi yaydıklarını gördüm. Haber yayılıyor fakat yayıldıkça
insanların şu soruyu sorduklarını gözlemliyorum? Geminin Cudi dağına konmuş olduğu Kur’an da yazmıyor muydu? Nasıl ağrı
olur? İşte bu yazının asıl amacı bilim insanlarının keşfini tanıtmaktan
ziyade bu soruya cevap vermektir.
Yinede ilk defa
duyuyor olabilecek kimseler için, aşağıdaki
yaklaşık üç dakika olan videoyu izlemelerini tavsiye ediyorum. Gerçekten de süreci güzelce özetlemiş.
Ayrıca konuyu araştırmaya devam ediyorum. Konuyu detaylarıyla işleyeceğim asıl yazı daha sonra gelecek inş.
Ayette Cudi Denmesini Nasıl
Anlamalıyız?
Öncelikle ayetin kelime analizine bakalım:
Ayette cudi kelimesinin geçtiği kısma baktığımızda:
Görüleceği üzere “vestevet ‘alâ-lcûdiy(yi)(s) ” deniyor. Yani “Cudi üzerine oturdu” gibi anlaşılıyor. Dikkat ediniz ki "Cudi Dağı" denmiyor. Cudi üzerine oturmuş gibi anlaşılıyor.
Elmalılı Hamdi Yazır’ın mealine baktığımızda da ayeti şöyle
meallendirdiğini görüyoruz:
Elmalılı Meali (Orjinal)
bir de denildi: ey Arz! Yut suyunu ve ey Semâ! Açıl,
su çekildi iş bitirildi ve gemi, Cudî üzerinde durdu, o zalim kavme def'olun
denilmişti.
Görüleceği üzere Elmalılı mealinde “Cudi üzerinde durdu”
yazıyor, yani "cudi"nin bir dağın özel ismi olduğu söylenmiyor.(Cudi Dağı denmemiş)
Şimdide gelin
Elmalılı Hamdi Yazır’ın tefsirindeki açıklamaya bakalım:
Yani, günümüze ulaşmış olan eski bir Arapça beyitte “el
cudi” dağ anlamında kullanılmıştır.
Nitekim ayette de aynı şekilde kullanıldığı için Cudi yada El cudi herhangi bir
dağı ifade eden bir cins ismi olarak
anlaşılabilir. Elmalılı bunu özellikle
ifade etmiş ve Şırnak/Cizre deki şu meşhur dağ olduğunu iddia etmemiştir.
Cudi için başka bir yorumda şöyle:
konuyu araştırırken daha önce denk gelmiş olduğum bir makaleyi hatırlamış oldum. 19 mayıs üni. ilahiyat
fakültesinden Prof. Dr. Ekrem
Sarıkçıoğlunun 1996 yılında yazmış olduğu Makalede “Geminin Karaya Oturduğu Yer”
başlığı altında şu bilgiler veriliyor:
…..Kur’an açıklamasına göre , Hz.
Nuh gemisinin oturmasını istediği
yer hakkında şöyle dua eder: “…Rabbim, beni bereketli bir yere indir. Sen konuk
ağırlayanların en hayırlısısın.”(Müminûn,29). Hz. Nuh’un duasını kabul eden
Allah da onu cûdî’ye indirir. Özel isim
olduğuna dair elimizde kesin delil olmayan bu kelimeyi, normal sözlük anlamında
alırsak kelimenin Arapça’daki CVD kökü
“bereketli,cömert, iyi” anlamlarına gelir.*** Cûdî ise CUD kökünden nisbet
sıfatı olur. O zaman “bereketli, münbit, iyi yer” anlamına gelir kî, âyetteki
“munzelen mübâreken”(Mü’minûn, 29) duasıyla bütünleşir. İki âyet birbirini
tamamlar. Yani Hz. Nuh’un gemisi tufan sonrası, ziraat edip hayvanlarını
besleyecekleri, bereketli ve verimli bir yere indirilmiştir. Bu iki âyet
birlikte düşünülürse, cûdî kelimesinin yer veya dağ özel ismi değil, nisbet
sıfatı olduğu anlaşılır.
Şırnak/Cizre’deki Dağ Hakkında
Şu ana kadar anlatılanlar zaten kâfi gelse de Şırnak /Cizre’nin
Cûdî isimli dağı içinde bazı açıklamalar yapmak istiyorum.
Az önce Elmalılı’nın tefsirine bakmıştık. Dikkat ettiyseniz , Elmalılı‘nın verdiği
bilgiler gösteriyor ki
İslam alimleri bir süre Cudi dağını aramış ve bulamamışlar
ve hiç bir zaman Şırnak /Cizre’ deki dağ
üzerinde bir fikir birliği olmamış. Hatta Elmalılı bile Cizre deki dağdır gibi bir iddiada
bulunmuyor. Peki Ayette
Cudi demesine rağmen bu nasıl mümkün olabilir?
Hz. Ömer zamanında fetihlerin Diyarbakır’a uzandığı
söyleniyor ve sonrasında da fetihler
hızlı bir şekilde devam etmiş. Yani çok zaman geçmeden Şırnak’taki bu dağdan Müslümanların
haberdar olması gerekmez miydi? Ve Müslümanlar bu dağı bir kez keşfettikten
sonra bu dağ hakkında fikir birliği olması gerekmez miydi?
Halbuki Elmalılı dahî
Cizre deki dağın Kur’an ‘daki Cudi olduğunu ileri süremiyor.
Birde şu açıdan bakalım: Peygamberler tarihi yazmaya
çalışan Müslüman alimler, peygamber
hikayelerinin detayları için çoğu zaman
Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarından yararlanmışlardır.
Hıristiyanların kitabında ise geminin durduğu dağın “Kardo
Dağı” olduğu söyleniyor. Bu sebeple alimlerin bir bölümünün “Kardo dağını”
ileri sürmesi beklenir.
Nitekim
google’da “Kardo Mountain” (Kardo
dağı) yazarsanız “Mount Judi” (Cudi
Dağı) sonucu karşınıza çıkıyor.
İşte burası beni kuşkulandırıyor ve şöyle düşündürüyor:
Eskiden Cizre deki bu dağa Kardo dağı deniyordu ve Hıristiyanlarca geminin oturmuş olduğu yer
olarak kabul ediliyordu ve büyük olasılıkla ziyaretler de yapılıyordu.
Müslümanlar buraları fethedince, M. İncil de yazmasından
ötürü ve kendi çabalarıyla da geminin yerini tespit edemediklerinden, buranın
Kur'an da geçen “el cudi” olduğunu yani “el-dağ” olduğunu kabul ettiler. Tabi “Kardo”
demek yerine Kur'an da geçen kelimeyi kullanıp bu dağa “Cudi” dediler ve dağın adı yüzyıllar
içerisinde Cudi olarak yerleşmiş oldu.
Ben böyle düşünmüştüm ve çok geçmeden araştırırken şu
bilgiye rastladım:
Nuh'un Gemisi kitabının yazarlarından Ağrı Kültür ve Turizm
Müdür Yardımcısı Erkan Kösedağ şunları söylemiş:
"Bizim iddiamız gemi kesinlikle Ağrı bölgesindedir.
Araştırmaların bu bölgede yapılması gerekir.
Geçmişte Cudi diye bir yer yok. Şırnaklılar, Hz. Nuh'un tufan sonrasında gemi
karaya oturduğu zaman gönderdiği güvercinin ağzındaki zeytin dalından
bahsederler. Ağrı Dağı'nın yakınındaki 10 kilometre uzaklıkta bulunan Iğdır
var. Iğdır iklim olarak karasal iklime sahip değil. Akdeniz iklimine benzer
mikroklima özelliği olan bir il. Dolayısıyla güvercinin oradan gelip
gelmediğini de bilemezsiniz. Hatta biz 7 bin 500 yıl öncesinden bahsediyoruz. 7
bin 500 yıl önce bu bölgelerde iklimin nasıl olduğunu kim kestirebilir.
Dolayısıyla araştırmaların bu bölgede yapılması gerekir." Kaynak: [https://www.haberler.com/nuh-un-gemisi-agri-bolgesinde-aranmali-10715819-haberi/
Erkan Kösedağın dediğinin doğru olduğunu ve Cizre deki dağın
adının sonradan Cudi’ye çevrildiği yani M. İncildeki beyandan ötürü Cudi ‘ye çevrildiğini düşünüyorum.
Muhtemel Gemi Kalıntısı Neden Dağın Tepesinde Değil ?
Bitirirken ek bir bilgi daha paylaşmak istiyorum. Belki
dikkatinizi çekmiştir. Gemi olduğu düşünülen kalıntı Ağrı Dağı’nın üzerinde
değil. Karşısında ki Doğubeyazıt ilçesinin Telçeker mevkiinde bulunuyor. Peki gemi kalıntısı olduğu düşünülen bu yapı,
neden Ağrı Dağı, yada o bölgede ki diğer bir dağ/tepe üzerinde değil de burada
duruyor? (Dağlar/tepeler arasında bir mevkide bulunuyor)
Uzun süredir Ağrı’daki kalıntı ile ilgilenen, hatta 1985 ile 1987
arasında bu kalıntı üzerinde o günün imkanlarıyla araştırmalar yapmış olan,
kalıntıdan alınan örneklerin, laboratuar analizlerine dair raporlar yayınlamış
olan, Doç. Dr. Salih
Bayraktutan 2010 tarihli bir habere göre şunları söylemiş:
"Belirlenen
gemi şeklindeki kara kütlesinin üzerinde araştırmalar yaptık. Kütlenin üzerinde
değişik yerlerde sondajlama yaptık, önemli bilgilere ulaştık. Yeraltı
radarlarıyla yaptığımız ölçümlerde de her üç metrede bir sinyal aldık. Bu insan
kalıntısıdır ya da gemiye ait bir metal parçadır. Çünkü kütlenin etrafında da
ölçümler yaptık ancak herhangi bir sinyal alamadık. Uydudan çekilen görüntüler
geminin şeklini ortaya çıkarıyor. Uydudan belirlenen görüntülere göre geminin
büyük bir kanaldan değişik zamanlarda kayarak yer değiştirdiği ve kanalın
daralan ucuna takılıp kaldığı ortaya çıkıyor."
Salih Bayraktutan mevcut olan gemi şeklindeki kütlenin 1948 ve 1949 depremlerinde ortaya çıktığını ve kaydığını belirtti. Bayraktutan kütlenin bulunduğu mekanın hemen yanı başından bir fay hattının geçtiğine de dikkat çekti.
Yani şu an incelediğimiz kalıntı eğer tufan gemisi ise, bu
kitle önceleri daha yüksek bir yerdeyken, belki bir dağ veya tepenin üzerindeyken ,
volkanik bölgenin depremleri sırasında
kayarak şu an olduğu yere inmiştir.
Başlarda söylediğimi tekrar edeyim:
Konuyu araştırmaya devam ediyorum. Konuyu detaylarıyla işleyeceğim asıl yazı
daha sonra gelecek inş.
bu yazıyı paylaşarak
daha fazla insanın Ağrı mı Cudi mi sorusunun cevabına erişmesini
sağlayabilirsiniz.
Hürriyet’in konu hakkındaki videosu için: http://www.hurriyet.com.tr/video/nuhun-gemisi-3-boyutlu-goruntulendi-41374310
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder